1453 Ruhunu Yaşatan Cami

0
14126

Bizans’ın başkenti Kostantîniyye, yüzyıllarca Müslümanlar tarafından fethedilmeye çalışılmış ve bu fetih girişimleri boşa çıkmıştı. Pekiyi neydi, Müslüman dünyasının Kostantîniyye’yi fethetme isteğinin kaynağı? Tabii ki, İslam’ın ışığı, son peygamber Hz Muhammed’in hadisi idi. Hz Muhammed, İstanbul için, “Kostantîniyye elbette fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır! Onu fetheden askerler ne güzel askerlerdir!” demiş ve müjdelenen kişi olmak için Müslümanlar Bizans’a yönelmişlerdir.

Nihayet tarih 1453’e geldiğinde o müjdelenen komutan belli olmuştur. Çağ açıp çağ kapatan II. Mehmed, devletini imparatorluğa dönüştürürken, kendi de Fatih adını kullanmaya başlamıştır. Ortaçağ’ın kapanıp yeni çağın başlamasına neden olan olayın kahramanları bugün yaşamasa da geride bıraktığı eserler anlatır bize hikayelerini. Gelin siz de bu hikayeyi, İstanbul’un en eski ibadethanelerinden olan Fatih Sultan Mehmed’in bizzat yaptırttığı Fatih Salacak Camii’nden dinleyin:

1453 yılında yeni bir çağla beraber inşa edilen Fatih Salacak Camii, Üsküdar’da Salacak İskelesi’nin arka sokağında yer alır.

FATİH SALACAK CAMİİ

Zaman Damalis’in eğimli sokaklarından kimselere belli etmeden akarken, burada yaşayan halk kararlı bir sesle irkildi: ‘İstanbul ya sen beni alacaksın, ya ben seni!’

Çağ açıp çağ kapatan ulu sultanın bu nidasını duyanlar, onun şehrin gösterişinde kendini kaybedeceğini düşünebilirdi. Lakin aynı yıl yaptırdığı bu küçük yapı Sultan’ın mütevazi kalbini tüm açıklığıyla gözler önüne serdi.

Tarih değiştiren bir imparatorluğun en yakın tanığı olan Üsküdar Fatih Camii’ne hoş geldiniz!

1453 yılında yeni bir çağla beraber inşa edilen cami, Üsküdar’da Salacak İskelesi’nin arka sokağında yer alır. Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan cami fevkani bir yapıdır. Daha önce tuğla olan caminin minaresi tadilat sonrası değişmiştir, üstü ahşaptır. Sultan I. Mahmud yapıyı ve minaresini 1752 yılında yeniden yaptırmıştır.

Şair Şehrizade Mehmet Said cami için şunları söylemiştir:Caminin mahfilleri attar burcu, kandilleri yıldızlardır. Minaresi güzel bir servi gibidir. Altınlar alemi güneşin damı, meleklerin toplandığı yerdir. Yer, gök durdukça Osman oğulları hilafet makamının mumu olsunlar.’

Caminin duvarında önceleri asılı duran tezhipli bir levhada, yapının başından geçen maceralar anlatılırdı. Kitabede Fethin babası Sultan Mehmed’in ilk hayratlarından olan caminin aşık kalbi gibi uzunca süre harap kaldığı, Sultan I. Mahmud’un, dedesinin ruhunu şad etmesiyle eserin yeniden hayata döndüğü yazılıydı.

Şair Şehrizade Mehmet Said tarafından hazırlanan manzumede şu güzel benzetmeler yer alıyordu: ‘Caminin mahfilleri attar burcu, kandilleri yıldızlardır. Minaresi güzel bir servi gibidir. Altınlar alemi güneşin damı, meleklerin toplandığı yerdir. Yer, gök durdukça Osman oğulları hilafet makamının mumu olsunlar.’

Geçmişten geleceğe ustaların birikmiş tecrübelerini asırlık eserlerin taşlarına saklayarak, Üsküdar’a miras bırakan bu cami, bugün aynı mütevazilikle Osmanlı’nın mirasçılarını ağırlamaya, onlara fetih hikayelerini anlatmaya devam ediyor.

Hazırlayan:İbrahim Atlı