Dr. Hamit Kurt Yazdı
Millet olarak, insanları, objeleri, mevkileri, mekanları kıyaslamak bir yaşayış tarzımız, daha doğrusu içgüdüsel bir özelliğimizdir.
Ailemizden ya da yakın çevremizden sürekli kıyaslama içeren cümlelere şahit olmuşsunuzdur mutlaka. Hani cümleler genellikle falan kişinin oğlu, falan kişinin arabasının rengi, falan kişinin kızın kocası… Zincirleme isim tamlamasına güzel örnek teşkil eden cümleler…
Daha açık ifade etmek gerekirse: “Ahmet’in, oğlu olmuş. Sen hala evleneceksin. Ayşe’nin kızı, doktor olmuş. Sen öyle kös kös otur. Mehmet son model araba almış, sen bisikletinle uğraş” Buna benzer bir sürü kıyaslama cümlesini örnek verebilirim.
PİLOTLAR HAVADAN PARA KAZANIYORLAR
Bu tür kıyaslamalarda ben de nasibimi aldım. Babaannem neden pilot olmadığımdan hep yakınırdı ve sürekli pilot olan birileriyle kıyaslardı, hatta bu çoğu zaman pilot değil de polis oluyordu.
“Bak evladım! Mehmet’in oğlu, pilot olmuş, sen neden olmuyorsun?” – “Ama babaanne! Mehmet’in oğlu pilot değil, polis olmuş.” – “Ne fark eder ha pilot ha polis.”
– “Pilot olsam ne olacak? Ben komedyenim, gazeteciyim daha ne olsun.”
– “Aman evladım elalemi bize güldürtme de ne yaparsan yap.”
– “Ama babaanne ben güldürüyorum.”
-“Aman sevsinler seni. Pilotluk gibi meslek ,dururken sen git şaklabanlık yap. Halbuki pilotlar havadan para kazanıyorlar.”
Evet değerli okurlar!.. yo yo bu hitap olmadı. Evet sayın okurlar! Bak bu güzel oldu. Sayın okurlar demem o ki bu cennet vatanımızda kıyaslamanın boyutu ülkeleri kıyaslayacak kadar ilerlemiş. Bu kıyaslama Türkiye-Malezya, Türkiye-İran ve son olarak da benim kıyaslamam: Türkiye Dünya olur mu? Peki sizce Türkiye Dünya olur mu? Olur. Nasıl mı? Bir gün dünyanın her tarafına ayak basacağız. Zaten dünyanın her tarafında Türkler var, evet bunu biliyoruz. Dünyanın her tarafında Türklerin olması yeter mi?. Tabiî ki hayır. Dünyanın tamamında sadece Türkler olacak ki, hakimiyeti elde tutabilelim. Bu nasıl olur dediğinizi duyar gibiyim. Dünyanın tamamında bizler olacağız. Öbür milletler akıbetinden korkmayın, çünkü onlar da uzayda olacaklar. Şayet Türkiye Dünya olsa, yine sorunlar yaşayacak mıyız? Öbür milletlerin nereye gittiği de bizi pek ilgilendirecek mi? Dünya bize kalmış ne de olsa, umursamaz bir hal mi takınacağız ?
DÜNYA BİZE KALSA NASIL YAŞARIZ? İŞTE ÖRNEKLER…
Bizim Eminönü’ndeki seyyar satıcılara Çin Seddi’ne tezgah kurup balık ekmek satıyor olacak…”-balık ekmek balık ekmek.” Bir kere yabancı dil yok, zira herkes Türkçe konuşacak.. Pasaport derdi olmaz, neydi o vize muhabbetleri öyle. Sanki başka memleketin vatandaşlığına geçiyoruz gibi bir muamele karşılaşıyorduk. İşte bu tür sorunlar çözülecek. İstediğin zaman istediğin ülkeye gidebileceksin. Lale mi istiyorsun, atla uçağa Hollanda git al laleyi getir laleliye. Dünya teknolojisini ele geçireceğiz. Japonya’da artık cep telefon sektörüne tarla başı kapkaççıları hakim olacak. – “Abi elimde süper ikinci el cep var”. – “Hadi kardeşim oradan! İki sokak ilerde çalıntı sıfır modeller var.” efel kulesine çıkmışsınız Paris manzarasında abdestini bozuyorsun, bu eylemdeki keyfi düşünsenize? Kulenin en tepesine “seni seviyorum Şaziye” yazabileceksin mesela. Rusya kızıl meydanında bizim şirin Dolap dere çingeneleri “Abe güzel çiçeklerim var” demeleri hoş bir manzara olmaz mı?
Vay efendim Avrupa birliğiymiş, Natoymuş, Birleşmiş Milletlermiş, Beyaz saraymış, yemişiz bunları. Bunlar tarih olacak tarih. Evet sayın okurlar! “Yurtta sulh, Cihanda sulh.” Hayırlı geyikli muhabbetler…