Dr.Hamit Kurt
Hayatımızda hiç eksik olmayan yalan bir alışkanlık mı? Evet kimisi için alışkanlıktır, öyle ki kendi yalanları, doğruları olmuştur. Yalan bir alışkanlıktır, çünkü insanın doğası gereği kolaya kaçmayı sever. Bu durum insanın yalan söylemesini kaçınılmaz kılar. Neden yalan söylemesin ki, en zor soruya verilecek en basit cevap bir yalandır. En basitinden yalan konusuna birkaç örnek vereyim:
— Hüseyin abi! Ne zaman dönersin?
— 4-5 gibi
— Tamam abi, ararım seni
Diyalogdaki şahısların her ikisi de yalan söylüyor. Ne
demek 4-5 gibi. Senin 4-5 dediğin zaman aralığında 60 dakika yahut 3600 saniye
var. Dört mu, beş mi? Neden kıvırıyorsun be adam. Saat beşte burada olacağım.
Ne zaman geri döneceğim belli değil. Gibi daha basit ve sade bir cevap vererek,
hem kendi kişiliğini hem de karşındaki kişinin mağduriyetini kurtar
gitsin. çok mu zor?
Peki seni ararım deyip de aramayanlara ne demeli?
Günlük hayatımızda karşılaşacağınız yalanlar birkaçını sayayım:
-Size döneriz. Bu cevabu duyduysanız, artık dönülmez akşamın ufkundasınız.
-inşallah halletmeye çalışacağız. inanç olayına karışmam. Çünkü inanç insanın kendi iradesini yansıtır; ama isin içinde inşallah maşallah varsa, bilin ki karsınızdaki kişi gözlerinizin içine bakarak yapamam diyemiyor. Hafif diyet yalan menusunu sunuyor.
-Çok zayıflamışsın. Yalan söylüyor zira sen 120 kilosun her tarafın zayıflasa ne olur. Yarım tonluk bir adaysın ne de olsa.
-Seni tam da arayacaktım, şarjım bitti. Peki ya sonraki; saatler, günler ve haftalara ne oldu. Batarya dolmadı mı? Bu tür örnekleri çoğaltabiliriz…
Yalan, insanları umutlandırır ve sonunda hayal kırıklığına uğratır. Kimse karsısındakini enayi yerine koymasın. Yalan söylerken bir defa daha düşünmelidir. Bazen söylediğimiz yalana kendimiz inanmıyoruz, karşımızdaki nasıl inansın.
Yalan bir hak ihlalidir. İhlalsız bir gelecek dileğiyle…