Ayla Tetik
Neden insanların vicdanındaki eski değer ve ilgisi azaldı? Afetlerde ve olağan dönemde ihtiyaç sahipleri ve korunmasızlara yönelik yardım sağlamak, toplumda yardımlaşmayı geliştirmek, güvenli kan teminini gerçekleştirmek ve zarar görebilirliği azaltmak söz konusu olduğunda, aklımıza ilk gelen Türkiye Kızılay Derneğiydi. Pro-aktif yapısıyla 153 yıldır hayatımızdaydı…
Neden siyasete ve polemiklere konu olmaya başladı? Tüm dünyada insani yardım hizmetinde model alınan ve en zor anlarda insanların yanında olmak gibi yüce bir vizyona sahip olan bu kurumun işareti olan kızıl hilal; Osmanlı Devleti zamanında kızıl haç işaretini kullanmamak adına kabul edilmişti, zaman içinde farklı isimlerle anılsa da KIZILAY ismini Atatürk’ten almıştı. Değer verdiklerimiz ona değer vermişti, biz de en kıymetlimiz bildi. Maddi ve manevi destekledik, gönüllü olduk, hak ettiği yere konumlandırdık.
Kızılay, Türkiye’nin taraf olduğu tüm savaşlarda, cephe gerisinde kurduğu seyyar ve sabit hastaneler, hasta taşıma servisleri, donattığı hastane gemileri, yetiştirdiği hemşireler ve gönüllü hasta bakıcılar aracılığıyla savaş alanında yaralanan ya da hastalanan on binlerce Mehmetçik’in dost ve düşman askerinin bakım ve tedavisine yardımcı olmuş, savaş esirlerine gereken insancıl yardımları yapmış; savaştan etkilenen sivil halkın bakımı ve korunması için çaba göstermiş; yurdumuzda ortaya çıkan salgın ve doğal afetlerde felaketzedelerin bakımını, barınağı ve beslenmelerini sağlamış, uluslararası yardım faaliyetlerine katılmış; hemşirelik eğitimi, ilkyardım ve kanla ilgili hizmetler alanında öncülük yapmış, korunmaya gereksinen pek çok vatandaşımıza gereken sosyal yardım ve hizmetleri sunmuştur. Niye mi? Çünkü o bir sivil toplum kuruluşudur, çünkü o bir gönüllü hareketidir, çünkü o bir vicdan ve insanlık hareketidir, çünkü o kar amacı gütmez…
En büyük güç ve güvenilirliğinden biri de; Türk Kızılay’ının, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi içerisindeki 188 Kızılhaç ve Kızılay derneklerinden biri olmasıdır. Uluslararası insani bir harekettir. Ortak ilkeler ve kurallarla hareket etmektedirler. Kızılay ihtiyaç anında dayanışmanın, ıstırap anında eşitliğin, savaşın en kızgın anında insancıllığın, tarafsızlığın ve barışın simgesi olmuştur.
Bir dernek düşünün ki 153 yıldır ayakta ve hala hizmet vermeye devam edebiliyor. Elbette dernekler bağışlar ve gönüllülerle ayakta kalabilir ve amaçları için çalışır. Yüce gönüllü Türk milleti her daim bu derneğe gereken desteği vermiş ve yanında olmuştur.
Yıllar içinde üstlenilen afetzedelerin barındırılması gibi bazı misyonlar AFAD gibi başka kurumlara aktarılmış olsa da hala çok önemli misyonlar taşımaktadır. Ancak yine son yıllarda yıpratılmak üzere ciddi eleştirilere maruz kalmaktadır.
Son yangınlar, sel baskınları sırasında bazı insanlar ve şirketler kızılaya destek vermek, bağış yapmak hatta gönüllü olmak yerine kişisel olarak destek çalışmaları yapmayı uygun gördüler. Bu düzensiz durum yapılan yardımların ziyan olmasına organizasyon eksikliği sebebiyle maddi ve manevi kayıplara yol açmıştır. Bu durum Kızılay’a sempatinin azalmasından kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
Sanırım Türk Kızılay’ ının kendisine karşı yürütülen bu haksız ve hatta hadsiz organize saldırıya bir cevabı, yapacağı bir hareketi, söyleyeceği bir söz olmalı bunu birçok kişi ile birlikte ben de heyecanla bekliyorum. Bir de tavsiyem var aslında; gençlere Kızılay’ın yeni ve vizyoner bir bakış açısı ile dosdoğru anlatılması ve ilgilerinin çekilmesi gereklidir. Sürekliliği sağlamak adına çalışmaların ilköğretim sıralarından başlatılması, üniversite öğrencilerinin sempatisinin kazanılması, daha ileri yaşlar için de vicdani sorumlulukların hatırlatılması gereklidir.
Bir gün senin de Kızılay’a ihtiyacın olabilir! Gönüllü ol, bağışçı ol, vicdanlı ol, Kızılay hakkında bol bilgili ol, eleştirirken insaflı ol! Ol ki ihtiyacın olduğunda dünyanın neresinde olursan ol güvende ol…
