Şemsi Ahmet Paşa Camisi’nin tarihi

0
29550

Yolunuz Üsküdar’a düştüğünde martıların ve boğazın sakin suları eşliğinde, sahil boyunca yalnızca birkaç yüz adım yürüyeceksiniz. Denizin sevinç naralarının duvarda yankılandığını duyacak ve eşsiz bir mimariyle karşılaşacaksınız.

Şemsi Ahmet Paşa Camii, eskilere dayanan tarihi ve güzel bir hikayesiyle karşılayacak sizi.

Cami III. Murat zamanında Sadrazamlık yapmış Şemsi Ahmet Paşa tarafından 1580 yılında yaptırılmıştır. Şemsi Paşa aynı zamanda Candaroğlu hanedanındandır ve son Kastamonu Beyi Kızıl Ahmed’in torunudur.Soyunu en iyi şekilde temsil etmek isteyen Paşa, günümüzde adıyla anılan bu semte bir cami yaptırmak ister. Ama Paşa’nın akla hayale sığmayan bir isteği vardır: “Caminin minarelerine tek bir kuş dahi konup kirletmeyecektir.”

O yıllarda sayısız şaheseri Devlet-i Aliye-i Osmaniye’ye kazandıran bir mimar vardır. Şemsi Ahmed Paşa o mimarı huzuruna çağırır ve istediği camiyi anlatır. Mimar yıllardır yonttuğu sabrının karşılığında kazandığı bilgi ve tecrübesiyle camiyi inşa edeceğini söyler. O mimar, Osmanlı’nın gelecek vadeden mimarı Sinan’dır.

Taşlara hükmeden adam kalemini eline alıp aklındakileri tasarlamaya başladığında, Karadeniz’in ve Marmara’nın rüzgarlarının kesiştiği bir noktaya camiyi konumlandırmaya karar verir.

Cami tamamlandığında üzerinden geçmek isteyen kuşlar, rüzgarın görünmez duvarına çarparak yolunu değiştirmek zorunda kalır. Olay duyulunca mimarın bu zaferi dilden dile yayılır. Halk, büyük hayret uyandıran bu olaydan ötürü camiye Kuşkonmaz Camii demeye başla ve bu isimle de anılmaya devam eder.

“Galata Köprüsü’nün ve Haliç’in karşısında yer alan Şemsi Ahmet Paşa Camii, 450 yıldır boğazın yolcularını selamlamaya devam ediyor”

Ne var ki Şemsi Ahmed Paşa camiinin tamamlandığını göremeden vefat etmiştir. Ama gözü arkada giştmemiş ve kendisi de caminin bitişiğindeki türbeye defnedilmiştir. Paşa, eserini göremese de, bir efsane ile Üsküdar’ın mirasına adını yazdırmıştır. Cami, o günden beri bu gizemleri, muhteşem mimarisi ve olağanüstü atmosferiyle Üsküdar için bir hazinedir.

Koca Mimar’ın yaptığı bu en küçük külliye ünlü seyyah Evliya Çelebi’yi de kendine hayran bırakmıştır. Çelebi, “Şemsi Paşa Cami leb-i deryada küçük bir camidir. Amma o kadar şirin bir bina olmuştur ki geriden gören bir kasr-ı müzeyyen zanneder” diyerek bu hayranlığını ifade eder.

Caminin avlusunda L şeklinde bir medrese vardır. Medrese günümüzde halk kütüphanesi olarak hizmet vermektedir. Burası ibadetle ruhunu tedavi için bir cami ve zihindeki boşlukları hazinelerle dolduran bir kütüphaneden oluşmaktadır.

Yapının avlusunda mezar taşları göze çarpar. Son restorasyonda ortaya çıkan bu taşlar tarihi belge niteliğindedir.

Avlunun ortasında yer alan cami kesme taştan yapılmış, kare planlı ve tek kubbelidir. Caminin tek şerefesi vardır ve korkulukları mermerdendir.

Galata Köprüsü’nün ve Haliç’in karşısında yer alan Şemsi Ahmet Paşa Camii, 450 yıldır boğazın yolcularını selamlamaya devam ediyor. Hikayesini geçmişten geleceğe meraklı kulaklara fısıldayan eser, yolu Üsküdar’dan geçenleri gözlüyor..

“Üsküdar sahilinde bulunan Şemsi Ahmet Paşa Cami (Kuş konmaz) hikayesi (Tanıtım Videosu) sizi büyüleyecek”

İbrahim Atlı-Gazete1453