Hasan Perioğlu Yazdı
Acun Medya, tartışmasız Türkiye’nin en sürükleyici medyası. Programlara göz attım; O Ses Türkiye, Yetenek Sizsiniz, Survivor, Doya Doya Moda, Masterchef Türkiye, Yemekteyiz, Exatlon Cup, Freezone Müzik Yarışması, tali kalan hiçbir yapımları yok! Ne yaptıysalar hepsi bir numarada. Ardından diğer kanalların kopya veya benzer program çalışmaları hep nal topladı.
Ünlüler Salon Futbol Turnuvası düzenlediler, Süper lig kadar heyecan ve seyirci ilgisi oldu. Yani Acun’un söylediği gibi; ‘yok artık’!
Çok iyi veya değiller demiyorum, çok başarılılar diyorum. O yorumu siz okuyucu veya izleyicilere bırakıyorum ama süreç onları sürekli ve tartışmasız açık ara önde tutuyorsa, takdir etmekten başka bir seçenek kalmıyor!
O Ses Türkiye’de bir ara tökezler gibi oldular. Bunun nedeni de özellikle Mazhar Alanson-Özkan Uğur ve Gökhan ile Hakan Özoğuz kardeşler gibi elit jürilerin olmamalarıydı. Ancak imdada ayrı bir fenomen Beyazıt Öztürk yetişti ve programa arzulanan heyecanı esprileri ile geri getirdi.
ALİ TARAN; Türkiye’nin ‘Yetenek Sizsiniz’ ile tanıdığı ekranların en ilginç görüntülü ama zekâsı ve hitabı ile alanında tartışmasız en iyilerden belki de en iyisi idi. O da gidince programda heyecan kesinlikle düştü, yeri geç de olsa Sergen Yalçın ile telafi edildi!
Ekran bambaşka bir olay. Bilmek, eğitimini almak veya başarılı olmak yetmiyor! Seyirci ‘cambazın ipin üzerinden nasıl geçeceğini değil, düşmesini heyecanla bekler’, işte ekran böyle bir şey. Seyirciyi şoke edebilirsen varsın. Yoksa, sesin güzel, okumuşsun, tanınmışsın, bunlar orada olmak veya istikrar için yeterli nedenler değildir!
Yeri gelince 70’lik Üstatlarımız Mazhar Alanson ve Özkan Uğur abilerimiz gibi çıkıp dans etmeyi bileceksin, ekran kitlenmişse Beyaz gibi seyirciyi hayran bırakacak bir espri patlatacaksın veya olmadı, Hadise gibi frikik vermeyi becereceksin. İşte medya böyle bir şey! İyi mi kötü mü orasını da size bırakıyorum.
Acun ilk zamanlar Adriana Lima gibi dünya çapında yıldızlar programa davet edip seyirciyi hipnoz etmeyi çok iyi başarıyordu. Son zamanlarda ‘Süte su katan köylü kurnazı’ misali, ekonomik ‘yıldız adayları’ programlara çıkmaya başlayınca, yine ‘acaba’ sesleri yükselmeye başladı!
Kurt Medya’nın güzel bir sloganı vardır: ‘Fikrimizle işinize aş katıyoruz.’
Belki ihtiyacınız yok ama biz yine de geleceği yazmaya veya doğruları önermeye devam edeceğiz!
ARANAN GÜZEL SERENAY MI?
O Ses Türkiye programına jüri bulmak, diğer programlara jüri bulmaktan daha zordur. Çünkü ya müziği ve sanatı çok iyi bileceksin, ya da çok etkili hitap edip seyircinin mutlu olmasını, eğlenmesini sağlayacaksın.
Yani yarışmacıların sahnedeki performansları gibi, jürilerin de kendi aralarındaki rekabet çok zor ve önemlidir. Çıtanın çok altında kalırsanız, yeni sezonda Acun sizi ‘tek hayırla’ uğurlar!
Şimdi, yorulan Hadise de giderse, vallahi onun yeri zor dolar. Belki Serenay Sarıkaya bu açığı kapatır ama Hadise gibi ateşli ve frikik uzmanlığına oynayabilmeli!
OZAN GÜVEN
Erkek jüriliği için yanı başında son yılların en başarılı oyuncusu Ozan Güven. Tavsiye bizden, karar Acun’dan. Acun’da kimsenin para konuşmadığını çok iyi biliyorum ama Ozan’ın postu da teraziyi bozacak kadar değerli ve ağırdır, bizden söylemesi!
CEM YILMAZ
Cem Yılmaz mı dediniz; o şimdi değil. O öyle bir isim ki, her şey biterse, her şeyin yaratıcısı olacak tek isimdir ve bu nedenle şimdilik çok erken.
Tv8’in ‘O Ses Çocuklar’ programının faydalı olmadığı, çocukların eğitimine zarar verdiği kanısındayım. Programın yapım öncesinde pedagoglardan referans alınıp alınmadığını çok merak ediyorum!
PROGRAMLAR FAYDALI MI?
Tabi tüm bu reyting rekorları kıran programlar ne derece faydalı, bunu da kamuoyunun mantığına bırakıyorum! Ben üç beş şarkıcı diyeyim, siz sanatçı deyin; programlar sayesinde popüler oluyorlar ve yaz akşamları barlarda şarkı söyleyip hayatlarını kazanıyorlar ama ya diğerleri?
Nazım Hikmet Ran’ı ne kadar okuduk, Yaşar Kemal’i ne kadar tanırız, Yahya Kemal Beyatlı’nın hangi şiirini biliriz? Sabahattin Ali kimdi? Cemal Dalgıç’ın ışığını hiç hissettiniz mi? Veya aziz Aziz Nesin bugünün neresinde?
Felsefenin kurucusu başta Thales olmak üzere, Herakleitos, Diogenes, Apollonios, Heraklides, Straton, Aleksandros, Bias ve Zeno Anadolu’da yetişmiş ünlü filozoflardan sadece bazılarıdır ki, bunlarla ilgili neler biliyoruz ve bunu stüdyodaki seyircilerin yüzde beşi biliyor mudur?
Yani tüm bu ‘başarılı’ programların bize katkısı nedir, bunu sorgulamamız gerekmiyor mu?
Bence hayır!
Aklıma Einstein’ın ‘insanın kendisini sorgulama’ teorisi geldi!
Geçenlerde ilginç bir haber okudum: ‘Survivor’da çıkan kavgadan dolayı Tv8’e rekor ceza’ diye. Yanında da Acun’un gülen bir fotoğrafı. İtiraz falan mı, hiç sanmam. Benim bildiğim Acun, fazla öder ve ‘üstü kalsın’ der.
KİM YETENEKLİ?
Acun 80 milyona yakını peşinden sürükleyebiliyorsa ki sürüklüyor, yeteneğin bir numarasıdır. Biz mi?
Aziz Nesin duymasın ama ‘Yetenek sizsiniz’ dene dene , hepimiz kendimizi gerçekten öyle sandık!
